29 Ekim 2015 Perşembe

THE BALM - MEET MATT(E) NUDE.

Herkese merhabalar!
Gerek buradan, gerekse İnstagramdan olsun, eğer beni takip ediyorsanız son zamanlarda yeterli paylaşım yapamadığımı fark etmişsinizdir. Sebebi ise okul hayatımın birden bire fazlasıyla yoğunlaşması. Sabah 5, akşam 6 gidip sürekli ayakta durmamdan ötürü oldukça yorgun oluyorum. Bazen kendime bile vakit ayıramıyorum. Fakat Gratis'in 29 Ekim dolayısıyla başlatmış olduğu indirimden faydalanacaklar için yararlı olacağını düşündüğüm bir palet tanıtım yazısı yazmak istiyorum. Haydi başlayalım!


Bugünkü konuğumuzun ismi Meet Matt(e) Nude. Adından da anlaşılacağı üzere tamamen mat ve günlük makyaj uygulamasına çok uygun olan 9 adet doğal tonlarda far içeriyor.


Standart The Balm paletlerinden farklı olarak bu farların gramajlarının oldukça fazla olduğunu söyleyebilirim. İçerisinde işimize yarayan büyükçe bir de aynası mevcut.
Şimdi sırasıyla farların duruşlarına bakalım!


1. Sıra: Matt Johnson: Koyu bir füme rengi
Matt Garcia: Palette en sevdiklerimden birisi. Kızıl-kahve tona sahip. Genellikle katlanma bölgeme uyguluyorum. Başka bir far sürmesem bile tek başına duruşu çok hoşuma gidiyor.
Matt Malloy: Beyaz farı çoğu kişi gibi demode bulmuyor, aksine doğru kullanılıp kombinlenirse kemik rengi farlardan bile daha güzel durduğunu düşünüyorum, verdiği aydınlık hoşuma gidiyor. Bu beyaz farı da severek kullanıyorum.


2. Sıra: Matt Rosen: Tam bir toprak rengi. Yukarıda anlattığım Matt Garcia gibi katlanma bölgesine uygulamaktan çok hoşlandığım bir far kendisi. Hatta dozunda ayarlanırsa kontür işlemi bile yapılabilir bu renkle :)
Matt Wood: Koyu, soğuk tonlu kahverengi
Matt Singht: Çok tatlı bir somon rengi. Bu rengi de beyaz tenli kişiler allık olarak kullanmayı deneyebilir. Koyu göz makyajlarında var ile yok arası güzellikte duracağını düşünüyorum :) Far olarak pembe ve tonlarını sevmediğimden elim pek gitmiyor tabii.


3. Sıra: Matt Abdul: Açık tonlu bir gri. Benim kaşlarım küllü renge sahip olduğu için aradaki boşlukları bununla dolduruyorum ve piyasadaki çoğu kaş kitinden daha çok uyum sağladığını söyleyebilirim
Matt Lombardi: Açık hardal rengi. Bu palette en kullanışsız bulduğum renk. Hiçbir şekilde kullanamadım şu ana kadar. Ayrıca yapısını diğer renklere göre daha sert buldum. Bu yüzden renk vermede problem yaşıyor.
Matt Hung: Panında gri-mor, sürüldüğündeyse leylak rengi duran bir far. Oldukça hoş fakat elim henüz gitmiyor. Kış mevsimiyle beraber kullanmaya başlayacağım :)

Eğer benim gibi ışıltılı makyajdan daha çok matı seviyorsanız sizin için biçilmiş kaftan. Tek eksisi yanda taşınmaya müsait olmaması ve içinde fırçasının bulunmaması. İndirimsiz fiyatının 90-95 civarında olduğunu hatırlıyorum.
Herkese iyi günler dilerim!


9 Ekim 2015 Cuma

FAVORİ SONBAHAR-KIŞ RUJLARIM



Merhabalar!
Sonbahar ve kışın gelmesiyle beraber yaz boyu çok özlediğimiz koyu renk rujlarımıza artık kavuşacağız. 
Bugünkü blog yazımda benim severek kullandığım veya bu mevsimler için yeni almış olup kullanacağım rujlarımı göstermek istiyorum.
Haydi başlayalım!

Wet'n Wild - Cinnamon Spice


WNW'ın mat serisine ait olan bu ruj, kiremit alttonlu bir bordo. Bu seriye ait anlatacağım diğer rujlardan daha yumuşak bir yapıya sahip fakat yine de sürmeden 10 dakika kadar önce lipbalm kullanıp peçeteyle fazlalığını almak faydanıza olacaktır. Kalıcılıkları güzel, bir şey yeseniz bile performansı 4 saatin altına düşmüyor fakat nemlendiricisiz sürüldüğünde pul pul duruyor ne yazık ki.

Wet'n Wild - Sugar Plum Fairy


Açıkca söylemem gerekiyor ki bu ruj, bu seriden en sevdiğim renk. Tam anlamıyla pembe alttonlu bir mürdüm rengi. İlk aldığım zamanlarda Mac Heroine'e muadil olduğunu düşünmüştüm fakat alakaları yokmuş. Genel olarak Mac-Rebel'a benziyor. Dudak ve ten rengine göre herkeste farklı duran bir ruj bu. Bende çok daha mor duruyorken başka bir arkadaşım denediğinde pembeye yakın duruyordu. 

Wet'n Wild - Cherry Bomb


Bu renk, benim bu seriden aldığım ilk ruj. Öncelikle yapısı gerçekten çok katı.Güzelce sürebildiğiniz zaman çok asil bir mat ruj oluyor ve saatlerce çıkmıyor. Fakat sürebilmek gerçekten çokca özen istiyor. Kalem kullanılmadığında dudak çizgisinden taşmaması imkansız, ayrıca dudak kalemsiz rujun şeklinden ötürü dudak hattını belirlemek oldukça zor. Bir kötü özelliğiyse her yere bulaşması. Eğer uzun saatler bir şey yiyip içmeyecekseniz o zaman kullanmanızı tavsiye ederim. Onun dışında belirli bir alttonu olmadığı için gerçek anlamda bir bordo ve dişlerinizi olduğundan daha beyaz gösteriyor.

Wet'n Wild - Mochalicious


Wet'n Wild Türkiye'ye gelmeden önce bu ruju yurtdışından almıştım. Yaz kış demeden kullanıyorum fakat kış mevsimine daha çok yakıştırıyorum. Özellikle pürüzsüz yüz makyajı ve kızıl göz makyajıyla beyaz tende efsane duruyor. Hafif leylak alttonlu bir kahverengi olan Mochalicious, üst üste uygulamaya oldukça müsait bir ruj. 2. kattan sonra boz kahve rengini alıyor ve kontürlü makyajla harika görünüyor.
Türkiye'ye gelmemiş olan bir ürün olduğu için çok üzgünüm çünkü biterse bu güzellikte ve özellikte başka bir ruj bulabilir miyim emin değilim :)

Golden Rose Vetvet Matte - 20



Sanırım bu yazı içinde anlattığım rujlar içerisinde en son aldığım bu oluyor. Tamamen şans eseri, tester olmamasından ötürü rastgele gözüme kestirip aldım.  Henüz uzun uzun deneme fırsatı bulamadım fakat WNW kadar mat değil hatta satin yapıya daha yakın. Bu yüzden dudaklarda kurumaya neden olmuyor. Alttonu kırmızı. Evde denediğim süre boyunca bir kötü özelliğini keşfettim, dudak içlerinden çok hızlı siliniyor. Sürekli tazelemeye vakit bulamayacağım günler kullanmayı düşünmüyorum. Dudak kalemsiz kullanmaya oldukça müsait bir şekli var.

Mac - Heroine


Kendime doğum günü hediyesi almıştım ve kullanmak için Temmuz'dan beri bekliyorum :) Epeyce uzun bir süre hayallerimi süsleyen tek Mac rujdu Heroine. En sonunda kavuştum fakat denediğimde beyaz tendense esmer veya kumral tene daha çok yakıştığını fark ettim. Kendimde hoşlanmadığım bir ruj oldu ne yazık ki. Yine de rengin güzelliğini bir kenara atamam. Hafif bir rimel ve kontür makyajıyla oldukça sade bir şekilde pıt pıt hareketlerle uygulayarak kullanacağım. Golden Rose gibi kurutmayan bir mat yapısı var. Mavi alttonlu, saf mor. Yakınımdaki ilçelerde  mağaza bulunmadığı için ben online olarak almıştım. Oldukça hızlı ve ilgililer. Ayrıca ücretsiz kargoyla yolluyorlar ve bazı kartlara taksit seçeneği de var. Eğer yakınlarınızda Mac mağazası yoksa siz de tereddüt etmeden online alışverişi seçebilirsiniz.

Benim favori sonbahar ve kış rujlarım bu şekildeydi. Genel olarak bakıldığında 'Wet'n Wild Rujlarım' yazısı gibi görünüyor farkındayım fakat uygun fiyatlı ve gerçekten güzel rujlara sahip bir marka olduğu için bu seriden elimde pekçok ruj var. Umarım fikirlerimin sizin için faydası olmuştur.
İyi akşamlar dilerim'!

23 Eylül 2015 Çarşamba

BİTENLER VE ÇÖPE GİDENLER #1

Merhaba! 

Bugünki blog yazımın konusu, benim de hem okumaktan hem de videolarını izlemekten oldukça fazla keyif aldığım bitenler ve çöpe gidenler olacak. Bir ürünün hoşumuza gidip gitmediğini anlamak için belli bir süre kullanmamız gerekiyor. Bu ürün bittiğindeyse, gerçek fikirlerimize ulaşmış oluyoruz. Bu sebepten dolayı bu tür paylaşımları oldukça faydalı bulduğumu söylemem gerek. Dilerseniz lafı fazla uzatmadan hemen bitirdiklerim ve çöpe gönderdiklerimle ilgili yorumlarıma geçelim! İyi okumalar!




1- Gliss Million Gloss Şampuan: Bu, şampuanlar bana Fikrimühim tarafından gönderildi. Birkaçını dağıttım, 2 3 tane de benim elimde kalmıştı. Ben bu üründen hiç hiç hiç memnun kalmadım resmen bitsin diye gözünün içine baktım. Birincisi kesinlikle vaadettiği parlak efekt gerçekleşmiyor aksine daha da matlaştırdı. İkincisiyse, kokusu benim için hiç hoş değil ve çok ağır. Aşırı maskülen, buram buram erkek kokusu resmen. Bittiğine hiç üzülmeden gönderiyorum bu iki paketi de.
2- Palmolive Body Butter Nane Keyfi: Çok çok sevdim! Duş jellerinde buram buram çiçek, meyve kokularından hiç hazetmiyorum. Denemek için bir alsam ikincisi peşinden gelmiyor malesef. Hele ki bu serinin çikolata ve kahvelisi paketinde ne kadar güzel de koksa banyoda boğacağını düşündüğümden hiç yanaşmadığım ürünler. Bu ise müthiş ferah bir kokuydu. Kıvamı her ne kadar diş macunu gibi de olsa (kokusu da aynı şekil (:  ) bir nanesever olarak mutlaka devamını getireceğim bir ürün. Tabi ki koku kalıcı değil, nemlendirmiyor da. Ama zaten yıkanınca vücuttan gidecek olan bir ürün için fazla beklentiye de girmemek lazım.
3-Elidor Doğanın Enerjisi Ginsengli Saç Kremi: Saç kremleri benim vazgeçilmezlerimden birisi zira çok kıvırcık ve işlem görmüş saçlara sahip olduğum için taramak hayattan soğutan bir işlem oluyor bazen. Bu kremi de sevdim. Saçlarımı kolayca tarayabildim. Tabi bu benim her yıkamada 1 avuc saç kremi kullanmamdan kaynaklı da olabilir :) Bir de kokusu çok güzeldi. Yedeklerim bittiğinde karşılaşırsam bir daha alırım muhtemelen.
4-Benri Kare Pamuklar: Bunlar hakkında fazla yorum yapmama gerek yok sanırım. O kadar çok tanıtıldı ki muhakkak en az bir kere denemiş olduğunuzu düşünüyorum. Katlarına ayrılmayan, ne semsert ne yumuşacık, kenarları dikişli ve senelerdir kullanıp hiç değiştirmediğim bir ürün olur kendisi. Hala da birsürü yedeğim mevcuttur :)


6- Garnier Çift Etkili Göz Makyajı Temizleyici: Yorumuma buraya tık tık yaparak ulaşabilirsiniz. :) Şimdi ikincisine geçtim ufacık bir ürün olmasına rağmen oldukça uzun süre kullanabiliyorsunuz.
7- El Dezenfektanı: Açıkcası hiçbir işe yaradığına inanmıyorum. Yarıyorsa da muhtemelen el üzerindeki mikroorganizma florasını mahvediyordur. Bütün mikroorganizmaların ise zararlı olmadığını biliyoruz. Bu yüzden hemen hemen hiç kullanılmamış olarak çekmecemin kenarında buldum ve çöpe yolluyorum.
8-Sun Ozon 50 spf güneş Spreyi: Bu ürünü ben yaklaşık bir sene önce aldım ve kullandığımı hiç hatırlamıyorum. Aile bireylerim kullanarak yarısına kadar getirmişler. Bu yaz başında denemek için koluma sıktığımda anında kabarmalar başladı. Sonrasında ellerimi ve kolumu yıkamama rağmen elimi çenemde bir süre beklettikten sonra orada da kabartılar çıkmaya başladığını gördüm. Evdeki kimse böyle bir problem yaşamamış fakat yine de alınalı bir seneyi geçtiğinden ötürü çöpü boylaması gerektiğini düşünüyorum.
9-Lapitak Ayak Bakım Kremi: Yoğun kıvamlı, güzel nemlendiren fakat yoğun yapısından ötürü beni çok rahatsız hissettiren bir kremdi.Artık burada anlattığım kremi kullanıyorum ve daha fazla memnunum.
10-Marmara Limon Kolonyası: Eczaneye gittikçe kasa önlerinde görüp aldığım bir ürün bu. Çantamda taşıyarak bulunduğum ortamdaki kötü kokulardan avuç içime biraz sıkıp koklayarak kendimi soyutluyorum . Son damlalarını da hayvan pazarı yanından geçerken harcadım :)
11-Neutrogena Norveç Böğürtlenli Dudak Balmı: Kokusu el kremi gibi olduğundan ötürü midemde problem yaratmasın diye sadece geceleri kullandım. Nemlendirmesi fena sayılmazdı fakat dediğim gibi kokusundan hoşlanmadım. Lip balmlarımı mentollü olarak seçiyorum genellikle. Buna rağmen kullanırken yarısına geldiğimde eridi bütün şeklini kaybetti ve kullanamamaya başladım. Halbu ki güneş görmeyen yerde tutuyordum. Bu da ne yazık ki çöpe gönderdiklerimden oldu.


12- Elidor Belirgin Bukleler Durulanmayan Saç Kremi: Bu saç kremi benim olmazsa olmazım. Yazının başlarında saçlarımın kıvırcık olduğundan bahsetmiştim. Şekillendirmek oldukça zor oluyor haliyle. Bu kremsiz düşünemiyorum kendimi. Bir ara kokusundan sıkılıp başka bir kreme geçtiğimde ne türlü bir hata yaptığımın farkına vardım. Eğer kullanmazsam 3 yastıklık bir saç kütlesiyle gezmek zorunda kalıyorum. Bool yedekli olan ürünlerimden bir tanesi :) Ayrıca saçı dizginlemesinden ziyade gerçekten de bukleleri belirginleştiriyor.
13- Elseve Onarıcı Mucizevi Bakım Yağı: Önce saç uçlarına uygularım diye düşünerek aldım fakat hiçbir faydasını görmedim. Ben de bu ürünü banyo öncesi saç bakım yağı olarak kullanmaya karar verdim. Zaten benim için fazla küçük geldiğinden 3 kullanımda falan bitti. Yazılan '3 pompa tüm saç uçlarıma yetiyor' yorumları benim için de geçerli olsun isterdim fakat sadece saç uçlarım için bile 6 pompa kadar sıkmam gerekiyor. Saçın tamamına uygulandığında nasıl olur siz düşünün :) Ekstra bir faydasını görmedim açıkcası. Çok çok azıcık daha yumuşadılar o kadar. İkincisini de aldım bundan da bir mucize göremezsem benim için mazide kalan bir ürün olacak :)
14-Garnier Saç Kremi: Boyalardan çıkan, muhteşem özellikte fakat asla şişeyle satılmayacağını düşündüğüm güzeller güzeli krem. İki tanesi tüm saçıma yetmedi malesef ama uygulandığı yerler bile o kadar yumusadı ki <3
15- Akos Mavi Saç Boyası: Bir ara saçımla çılgınca oynadığım dönemlerde alınan, memnun kalınmayan ve bir köşede ölmüş olan boya. Birincisi hiçbir markadan almadığım kadar kimyasal kokusu alıyordum, ikincisiyse mavi değil bildiğimiz mavi siyahtı bu boya. Düşündüğümden çok daha koyu kaldığı için kullanamadım. 
16- Evigen E Vitamini Ampulü: Eczanelerden komik fiyata satılan, Bemiks ampülle beraber şampuana katıldığında uzun vadede güzel etkiler gözlenen bir ürün olur kendisi. Zevkle kullandım. Gerçekten normalden daha hızlı uzadı saçlarım.


17- Nivea Anti-Perspirant Invisible Black and White: Siyah kıyafetlerde beyaz, beyaz giysilerde sarı leke bırakmamayı vaadediyor. Normal deodorantlarda da böyle bir sorun yaşamadığım için özellikle bu konuyla ilgil yorum yapamayacağım. Tek söyleyebileceğim şey kokusu her Nivea deodorant gibi müthiş ve gerçekten uzun süre kalıcı. Akşam bile kollarım hareket ettiğinde ben bu kokuyu alabiliyorum. Her daim favori deodorant markam.
18-Angie Hot: Zaten içime sinmeyerek almıştım ve yüzümü kara çıkartmadı. Koku sevme durumu kişiden kişiye göre değişir. Ben ise şekerli kokulardan asla hoşlanmıyorum. Bu deli gibi karamelimsi bir kokuya sahipti. Zaten koruma olarak hiçbir iddiası da yok ben de o niyetle koltukaltlarımda kullanmadım.Arada bir tişörtüme sıkıyordum fakat daha fazla katlanamıyorum. Artık çöpe gidiyor.
19- İsana Deo Sprey: Kalıcılığı ve yoğunluğu Nivea kadar olmasa da  performansından hoşnut kaldığım bir ürün bu. Belki de 3. şişem oluyor bitirdiğim. Böyle fresh kokulu şeylere bayılıyorum ve gerçekten temiz koktuğumu hissedebiliyorum. 
20- Dove Original Deodorant: Bunu ben kullanmıyorum fakat yorumlayacak kadar etkisinden haberdarım:) Annem senelerdir bu deodorantı kullanır. Başka bir markayı kullanmayı bırakın, Dove'un başka serisini bile kullanmıyor. Kokusu da Isana da olduğu gibi oldukça fresh bir koku. Koltuk altlarındaki kararmalara fayda sağladığını gördük. Yenisini aldık bile :) 
21- Nivea Anti-Perspirant Pearl and Beauty : Nivea'da en en en en sevdiğim koku! Ne alırsam alayım eninde sonunda bu kokuya dönüyorum. Normalde sabun formunda deorodant kullanmaktan hoşlanmıyorum, bende kaşıntıya sebep oluyor. Babamdan eve gelirken almasını istedim o da yanlış almış :) Yeni ve doğrusunu alana kadar biraz kullandım fakat spreyi kadar memnun kalamadım. Hijyen açısından doğru olmadığından kimseye kullanması için vermedim şimdi çöpe gidiyor:)


Bu arada size deodorantlar ile ilgili bir ipucu vermek istiyorum! Eğer deodorantınızda anti-perspirant yazıyor ise bu deodorant sınıfından çıkıyor ve sadece antiperspirant olarak geçiyor. Bu ibarenin bulunduğu ürünler, ter kokunuzla savaşıyor ve onları maskeleyerek yok ediyorlar. Sıradan deodorantlar ise ter kokusuyla karışıyor! Böyle bir probleme sahipseniz işinize yarayabilecek bir bilgi olduğunu düşünüyorum.



22-Elf Facial Whip: Şimdi geldik bitenlerde en sevdiğim kısma :) Yurtdışından aldığım bu aydınlatıcı ürün müthiş güzellikte gümüş beyaz yansımalara sahipti ve kullandıktan sonra benim aslında bu tür aydınlatıcıları sevdiğimi anladım. Sakız gibi güzel bir kokusu vardı fakat çok çabuk bozuldu malesef. Bir daha alma fırsatım olursa bir de bunun stick formda olanı var, onu denemeyi istiyorum.
23-Wet'n Wild Şeffaf Kaş Rimeli: Herkes deli gibi Essence'inkini ararken ben de herkes bu kadar seviyorsa vardır bir bildikleri diyerek WNW'ınkini aldım. Çok çok düşen kaşlara sahip olmasam da bu ürün hoşuma gitti artık her gün uyguluyorum. Tek sıkıntısı kaşlarınızı dolduruyorsanız anında kirleniyor. Hem hijyeniklikten çıkıp hem de çok kötü görünmeye başlıyor :) Yine de ağız kısmındaki plastiği bile çıkartıp kullandım son damlasına kadar.
24-Essence Stay All Day Concealer: Bu benim ilk kapatıcım :) Sorunsuz bir cilt ve gözaltlarına sahibim. Bu yüzden mümkün olduğunca az cilt makyajı yapıyorum. Fondöteni en son ne zaman sürdüm onu bile hatırlamıyorum. Bu ürünü de daha da pürüzsüz görünmek adına almıştım ve rengi çok azıcık turuncuya kaçsa bile hiç sırıtmadan çok güzel bir görüntü sağlamıştı ve mat bitişliydi. Aynı şekilde bunun da ağzındaki plastiği çıkartıp dibine ekmek bandım ve bittiği için hiç üzülmedim çünkü yedeği vardı fakat yedek olan tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Biten kadar mat değil ve bir şeyine ısınamadım henüz ne olduğunu bulamadım fakat hoşlanmadım gerçekten :(
25-Isabelle Dupont Siyah Göz Kalemi: Nereden aldığımı bile hatırlamadığım, çekmecenin bir kenarında unutulmuş göz kalemi (ya da kuru boya). Hayır yani gerçekten bunu bir insan gözüne nasıl kullanabilir aklım almıyor. Bulduğumda elimin üstünde denedim. Ele renk vermeyen göze nasıl versin? Kullanmam mümkün değil. Çöp.
26-Yves Rocher Pudra: Bir marka nasıl organik görünüp nasıl bu kadar sıradan olabilir'i bana öğreten pudra olur kendisi. İçinde ne kadar zararlı şey ararsanız var. 5 liralık pudradan hiçbir farkını hem içerik hem performans olarak göremedim. Gerçekten bitirmekte çok zorlandım ve markadan soğumama sebep oldu. Gram  matlaştırmıyor üzerine bir de oksitlenip tupturuncu duruyor. 
27- NYC Smooth Skin Transparan Pudra: İkinci pudrayı görünce pudra canavarı olduğumu düşünmeyin lütfen :) bu ürün kırılmıştı ve ben de 2 kez presslemek zorunda kaldım bu yüzden çok çok tozutarak hemen azalıverdi. Gerçekten o kadar tozutuyor ki daha fazla kullanmak istemiyorum . Yine de yorumum çok güzel bu pudra için. 9 TLlik fiyatıyla üstündekini solladı geçti. Matlığı, rengi, sabitlenmesi hepsi güzeldi. Transparan yazmasına rağmen benim cildimin rengini bir tık kadar açtığını fark ettim sürdüğümde. Elimdeki bittiğinde bir şans daha verip dikkat ederek kırmadan kullanacağım :)




Bitirdiğim ürünler bu kadardı fakat yazımı sonlandırmadan size kendi yaptığım bir şeyi önermek istiyorum. Deodorant kutuları gibi basınçlı olanlar hariç diğer ambalajlardaki ürünlerin paketlerine bir şekilde zarar vermeden çöpe atmıyorum ben. Bir şeyi ikinci alışımızda aynı performansta olmayabiliyor değil mi? Veya herhangi bir mahalle kozmetikcisinde normalde daha pahalı olan bir ürünü çok ucuza bulabiliyoruz. Ben böyle ürünlerin sahte olduğunu düşünüyorum. Sahte olması için illa ki çok pahalı bir ürün olması gerekmez. Açgözlü insanlar her şeyden para kazanmanın yolunu bulabilirler. Bu şekilde yaptığımda içim çok daha rahat oluyor :) Tamamen parçalamasam da ince bir kesik bile kullanılamayacak hale getiriyor ambalajı. 


Eğer bu kooskocaman yazıyı okuduysanız hepinize çok çok teşekkür ederim!
İyi günler diliyorum <3

18 Eylül 2015 Cuma

THE BALM- BALM VOYAGE 2

Merhaba!


 Bu blog yazımda size bahsetmek istediğim şey, birkaç ay önce sosyal medyada fotoğrafları yayımlanan, herkesin merakla bekleyip sahip olmak istediği Balm Voyage Vol II palet.


  İçerisinde 9 adet mat, simli ve sedefli far, bir adet aydınlatıcı, bir bronzer, iki allık ve 2 adet de hem yanak hem dudağa uygulanabilen krem formda ürün bulunuyor.





Resmen son zamanlarda rüyalarımı süsleyen bu güzelliğe daha dün Gratis bayram indirimi sayesinde sahip oldum ve hazır indirim tazeyken yorumlamak istedim ki almak isteyenler varsa belki biraz yol gösterebilirim.
Hadi hep beraber paleti yakından inceleyelim!


Birinci sıra, hemen hemen bütün paletlerde geçerli olan bir probleme sahip. Malesef açık renklerin pigmentasyonları diğerlerine göre çok çok düşük. Bu kimilerine göre dezavantaj olsa da belirgin görüntüden hoşlanmayan kişiler de var. Yine de kullanılamayacak gibi değiller.

Birinci Renk:Welcome(Mat)
İkinci Renk:Bienvenue(Sedefli)
Üçüncü Renk:Bienvenido(Sedefli ve altın simli)



         İkinci sıra, birinciye göre performans bakımından çok daha iyi. Özellikle ortada bulunan tona bayıldım. Mükemmel bir geçiş rengi. Katlanma bölgesinde güzel bir derinlik sağlayacağını düşünüyorum. sonuncu renk her ne kadar siyahımsı duruyor da olsa koyu bir yeşil.


  Birinci Renk:Benvenuto(Sedefli)

 İkinci Renk:Tervetuloa(Mat)
Üçüncü Renk:Welkom(Sedefli ve yeşil simli)


Ve üçüncü sıra! Benim içlerinde en beğendiğim, en güzel pigmentasyona sahip, en az tozutan sıra. Özellikle ortadaki bordomsu koyu kahverengiye bayıldım! Açıkcası bu renklere sahip bir far paletim yok elimde şu an için.
Birinci Renk:Willkommen(Sedefli ve altın simli)
İkinci Renk:Valkommen(Altın simli)
Üçüncü Renk:Failte(Altın simli)

Benim bu far renklerinden en sevdiklerim Tervetuloa, Valkommen ve Willkommen oldu.

Haydi şimdi hep beraber bir diğer bölüme geçelim.

Sırasıyla:
1:Kuwakaribisha Aydınlatıcı: Paleti almadan önce en merak ettiğim şeylerden birisi, bu aydınlatıcının Mary Lou Manizer ile benzeyip benzemediğiydi. Karşılaştırdım fakat Mary Lou ya göre biraz daha bej olduğunu gördüm. Pigmentasyon bakımından ise birebir aynı yoğunlukta.
2:Croeso Bronzer: Yüzü ısıtmak için kesinlikle uygun olmayan, Bahama Mama ile benzerlik gösteren soğuk alttonlu bir bronzer bu. Sanırım rengi Bahama Mama'dan bir tık daha açık.
3:Huan Ying Allık:Açık pembe olan, hafif simli, ilk bakışta Frat Boy'a benzettiğim fakat sürülünce benzemeyen,
 oldukça güzel renk veren yumuşak yapılı bir allık.
4:Dobrodosli Allık:Far olarak bile kullanılabilecek (özellikle paletteki bienvenuto ile uyumlu olacağını düşünüyorum) yoğunlukta güzel bir renge sahip. Fırçayı hafif tutmazsanız Barbie'ye dönüşmeniz işten bile değil! Bu da çok hafif simler içeriyor fakat dikkat etmezseniz görünecek düzeyde değil.


En en ilgimi çekmeyen kısım ise bu hem dudak hem yanak için olan ürünler oldu. Birincisi suratımda krem ürünler tutunamıyor, ikinci olarak da dudağıma bu kadar hafif yapılı ürünleri sürmeyi sevmiyorum. Olur da bir gün evde canım sıkılır, dudağıma yanağıma bir şeyler sürmek isterim o zaman kullanırım belki. Renklere diyebilecek hiçbir şey yok özellikle ikinci renk olan Vitajte müthiş bir şeftali-somon rengi ki ben en çok kışa bu rengi yakıştırırım, kahveleri siyahları değil. Yine de dışarı çıkarken deneyeceğim bu kadar memnun kaldığım bir paletten kullanamayacağım bir şeyin olma fikrini sevmedim :)

Paletin iyi ve kötü yanlarına değinecek olursak:

-Tozutma problemi var fakat müthiş derecede değil.
-Açık renklerinde pigmentasyon problemi var ben daha sür çık olayını sevdiğim için kat kat üstünden geçmek zahmetli olacak

+Normalde The Balmda bulunan paletlerin renkleri hep birbirine benzer olmasına rağmen bunda öyle bir şey yok hemen hemen tüm renkler çok orjinal.
+Koyu renkleri müthiş derecede pigmentli sizi hiç yormayacak.
+Bu kadar çok ürün içeren bir palet tam anlamıyla bir kurtarcı zira ben Balm Jovi'den kat kat daha fazla sevdim. Bu paletin far renkleri çok daha kullanılabilir. Ayrıca içinde 2 allık ve bir bronzer da var. 

Hazır indirimdeyken ve fiyatı 80 tl den 48 tl'ye düşmüşken almayı düşünenler için bilgilendirici ve faydalı bir yazı olmuştur umarım.
Güzel günler dilerim!

5 Eylül 2015 Cumartesi

GARNİER ÇİFT ETKİLİ GÖZ MAKYAJI TEMİZLEYİCİ


Merhaba! Bugün sizlere çok severek kullandığım ve bittikçe alacağım, elimde yedeğiyle bulunan göz makyaj temizleyicimden bahsetmek istiyorum.
Sevgililer günü indiriminde Migros, tüm bakım ürünlerini %50 indirimle satınca ben de 5 tl gibi bir fiyata almıştım. Bir tanecik aldığım ürün, deneyip çok beğenince diğer gün 3lendi :) İsterseniz önce vaatlerine bakalım:



Ben bu üründen 1 şişe bitirdim. İkincisinin yarısındayım fakat kirpiklerle ilgili hiçbir faydasını görmedim. Bu sebepten sadece makyajı çıkarma başarısından bahsedebileceğim sizlere.
Günlük hayatımda en az 2 kat maskara ve eyeliner vazgeçilmezim. Yani tek seferde çıkması zor ve sizi makyaj çıkarma işlemi sırasında kolayca pandaya çevirebilir. :) Her çift fazlı temizleyici gibi güzelce şişesini çalkalayıp fazların birbirine karışmasını sağlıyoruz


Daha sonra makyaj temizleme pamuğumuzu ıslatıp göz makyajımızı çıkartmaya başlıyoruz. Her ne kadar üzerinde yağlı his bırakmadığı yazsa da kesinlikle bırakıyor ve yüz yıkama ihtiyacı hissediyorsunuz. Bu sebepten ne kadar az miktarda ürün alırsak hem göz hem cilt sağlığımız için o kadar iyi olacaktır.
Benim bol rimelli, bol eyelinerlı gözlerime tek pamuk yetiyor.


Sol taraftaki pamukla iki gözümün de makyajını başarıyla çıkarttım. tekrar makyaj temizleyiciyle ıslatılmış olan sağdaki pamukta kalıntı miktarını görebiliyorsunuz. Yok denecek kadar az. Eğer göz makyajınızı çıkaramamaktan şikayetçiyseniz şiddetle tavsiye ediyorum
Okuduğunuz için teşekkürler!


2 Eylül 2015 Çarşamba

SİYAH NOKTALAR İÇİN BURUN BANTLARI


                                                                   Merhabalar!

Bugün sizinle elimde bulunan 2 ayrı markaya ait siyah nokta bantlarını karşılaştıracağız. Birincisi BİM'lerde bulunan Rituel de Beaute, ikincisi ise Gratis'lerde bulabileceğiniz Cettua markası.
Yaklaşık 1 senedir Cettua'yı severek kullanıyordum. Herhangi bir maceraya girmeden memnun kaldığım için devamlı aynı markadan devam ettim. Fakat biliyoruz ki bu siyah nokta bantları yalnızca geçici bir çözüm. Bu yüzden amacım bu bantların en güçlüsünü bularak daha fazla gözenek açıp diğer uygulamayı mümkün olduğunca ileri tarihe taşımak oldu son birkaç aydır. Bu dönemde de İnstagramda sürekli olarak BİM marketlerine gelen fakat sonra kaldırılan siyah nokta bandını duyup meraklandım açıkcası. En sonunda kalıcı olarak marketlere geldiğini duyunca birkaç hafta önce satın almaya karar verdim.
İkisinin de içinde 6'şar tane var ve tek tek paketlenmiş durumda. Sanırım bu bütün siyah nokta bantlarında geçerli.
Şekillerine baktığımız zaman birbirlerinden oldukça farklı olduğunu görüyoruz. Yukarıdaki bant Rituel de Beaute'ye, aşağıdaki Cettua ya ait. Cettua'nın bandına baktığımızda daha kıvrımlı, burnu daha güzel sarar gibi görünse de olay çok farklı. Şekil olarak daha avantajlı olsa da yapışkanlık, tutuculuk olarak baktığımızda Cettua, Rituel de Beaute'ye göre sınıfta kalıyor. Bu sebepten Rituel de Beaute, çok daha güzel temizliyor burundaki siyah-beyaz noktaları ve normalde haftada bir bu işlemi tekrarlarken 2 haftaya kadar çıktı bu süre. 
İkisinin de ortak sıkıntısı burun kenarlarını feci şekilde kurutmaları. Fakat ikisinde de aynı durum söz konusu olduğu için ben temizlik ve fiyat bakımından daha avantajlı olan Rituel de Beaute'yi kullanmaya devam edeceğim.

Aynı zamanda BİM'in siyah nokta bandının paketinde bir şey dikkatimi çekti ve gerçekten çok mutlu oldum.
Hayvan testleri yapmadıklarına dair minik tavşancığı da eklemişler kutularına :) Cettua'da aynı şey söz konusu değil sanırım. Böyle bir ibare görmedim. Böyle konularda hassas ve mümkün olduğunca hayvan testi yapmayan markalardan alışveriş yapan arkadaşlara sahip olduğum için belirtmemin daha faydalı olacağını düşündüm. :)
                 
                                                              Herkese iyi günler dilerim!

27 Ağustos 2015 Perşembe

DEXERYL NEMLENDİRİCİ KREM



Merhabalar :) İlk blog yazısı konumun son zamanlarda cildime oldukça fazla fayda sağlayan bir krem olmasını istiyorum. Son bir senedir dudak ve burun kenarları, kulak arkası ve kaşlarımın başlangıcında kuruluk ve dökülme problemiyle karşılaşıyordum. doğal yağlarla düzenli bakım yapmama rağmen günlük olarak geçiyordu ve sonrasında kaşıntısı artıyordu. Kabuklanan yerlerde renk düzensizliği meydana gelmişti. Doğru düzgün makyaj yapamıyordum, parça parça görünüyordu. Mamacim.com'dan bir sipariş vereceğim sıralarda bu kremle karşılaştım. 250 ml devasa boy kremin 13 TL gibi bir fiyata sahip olduğunu görünce kaybedecek neyim olabilir diyerek yaklaşık 3 hafta önce bu ürüne sahip oldum. Üzerinde kuruluk durumunuza göre günde 6 defayı aşmayacak şekilde uygulanabildiği yazıyordu. Ben de o günden beri en az günde 1 kez uyguladım. Kremin kullanılacağı bölge üzerine ince tabaka halinde sürülmesi tavsiye ediliyor. 

Dexeryl krem, oldukça ince bir yapıya sahip. Eğer yağlı veya karma cilde sahipseniz kullanmanızda problem olacağını düşünmüyorum. Yapısını aşağıdaki fotoğrafta göstermeye çalıştım.
3 haftalık kullanma sonucunda dudak kenarları ve kulak arkasındaki kuruluk problemlerimi ortadan kaldırdı. 1 hafta daha düzenli uygulamayla burun kenarlarımın da iyileşeceğini düşünüyorum. Hem bu kadar bereketli, hem de uygun fiyatlı bir kreme şans vermenizi tavsiye ederim. Çünkü el ve ayak nemlendirmede de oldukça başarılı. Denendi, onaylandı :) 
Herkese iyi günler diliyorum.